lale devri

  1. sezen aksu'ya ait sibel can' ın seslendirdiği bir şarkısının ismidir ki şarkı günümüzdeki yalan aşklara ve geçmişin bağlılıklarına değinmektedir. eğer biraz daha güzel ve türk sanat müziğine uygun yorumlasa, arabeskten, fanteziden sıyırsa güzel olacaktı.
    (soulburn 11.08.2006 16:17)
  2. avrupalının ilime, bilime, sanata yöneldiği yıllarda bizim bir döneme verdiğimiz ad.
    (peppen 11.08.2006 16:22)
  3. 1718 pasarofça antlaşmasından sonra osmanlı devleti artık savaşamayacak kadar yorgun bir haldeydi. lale devri uzun bir barış dönemidir.
    bu dönemde:
    istanbul baştan sona imar edildi.
    arapça, farsça ve batı dillerinden kitaplar tercüme edildi.
    astronomi ve felsefe öğretilmeye başlandı.
    avrupa tanınmaya başlandı.
    elçi heyetleri avrupaya yollandı, hepsinden rapor istendi.
    avrupa tarzı asker yetiştirildi.
    patrona halil isyanıyla sona erdi.
    (aquatic 21.11.2006 18:23)
  4. türkiye tarihinde 1718-1730 yillari arasindaki döneme, mesrutiyetten sonra verilen ad. bu devirde istanbul'da lâle zevki artip, yetistirilmesi yayginlasmistir. devlet adamlari dahil, istanbullularin bahçelerinde lâle yetistirip zevk edinmelerinden dolayi sair ve tarihçiler tarafindan bu yillara "lâle devri" denilmistir.

    lâle devri, osmanli sultani Üçüncü ahmed hân (1703-1730) ve vezir-i âzam nevsehirli damad ibrahim pasa zamaninda osmanhli-rus-avusturya-venedik harplerinden sonra imzalanan prut ve pasorofca andlasmasi ardindan basladi. yillarca süren harpler ve isyanlardan bikmis olan ahali, andlasmalardan sonra korku ve endiseden uzak bir hayat sürmeye basladi. istanbul'da sünnet ve dügün merasimleri artarak, mevsimine göre kir, deniz seyahatlari ve helva sohbetleri tertiplendi. padisah dahil, devlet adamlari, baharda, lâle mevsiminde sa'dâbâd, serefâbâd bag-i ferah, emnâbâd, hüsrevâbâd, hümayunâbâd. kasr-i süreyya, vezirbahçesi kösklerinde, tersane bahçesi, Çiragan bahçesi, besiktas yalilarina giderlerdi. devlet adamlari, ahali ve çiçekçi esnafi, ikiyüzden fazla lâle çesidi yetistirip, bu bitkiye karsi alâka artmistir. "mahbud", devrin en meshur ve pahali lâle çesididir. istanbul basta olmak üzere bütün memleket sathinda park, bahçe tanzimi, kösk, saray, çesme, sebil, imaret, medrese, kütüphane ve camiler dahil pek çok san'at eseri yapildi. insa ve tamir edilen san'at eserlerinin süslenip, tezyini için istanbul'a Çini fabrikasi kuruldu. bugünkü nevsehir, bu devrin eseridir. yine bu devirde, onaltinci yüzyildan beri istanbul'da ve diger osmanli sehirlerinde arapça, ermenice, ibranice, rumca kitap basan matbaalarin ardindan, seyh'ül-islâm abdullah efendi'nin fetvasi ile osmanlica kitap basimi da serbest oldu. matbaada basilacak kitaplarin kontrolü için de âlimler vazifelendirildi. istanbul'da bulunan ve bütün dünyada kiymetli eserlerin yazilmasini sagliyan doksanbin kadar hattatin durumlari dikkâte alinarak ilk zamanlar dinî kitap basilmadi. hattatlikla ugrasan kalem ehlinin bir kismi matbaada tab islerinde musahhilik yaparak zamanla denge saglandigindan dinî kitaplarin da basimina geçildi. matbaanin ve hattatlarin ihtiyacini karsilamak için kâgit fabrikasi kuruldu. avrupa ile münasebetler arttirilip, viyana'ya konsolos tayin edilerek, çesitli bassehirlere dostluk nameleri gönderildi.

    sonradan lâle devri diye adlandirilan 1718-1730 tarihleri arasindaki yillar sulh, sükun ve huzurla geçtiginden osmanli kültür, san'at ve ilim âleminde kiymetli sahsiyetler yetisti. hattatlar vasitasiyla eski eserler çogaltilarak, her tarafa dagitildi. damad ibrahim pasa tarihe merakli oldugundan bir çok tarih kitaplarinin yazmalari kontrol edilip, karsilastirmali olarak hattatlara yazdirilarak, çogaltildi. ilmi encümen, hey'et ve bürolari kurularak, arapça, farsça, yunanca kitaplar tercüme edildi. bu devirde yapilan saray ve kösklerdeki ilim meclislerine, sohbetlere kiymetli âlimler, san'atkârlar, sâirler ve edipler katilirdi. sohbetlere dogu dillerini iyi bilen ve ilim erbabindan sâir nedim ayri bir renk katardi. nedim, lâle devri'nin günlük hayatini ve istanbul'un tasvirini,

    "bu sehri stanbul kî, bî müslü bahâdir;
    bir sengine yekpare acem mülkî fedadir.
    bazari hüner madeni ilmü ulemadir." misralariyla yapmistir.

    lâle devri'ndeki huzur ahengini; iran mes'elesi, devlet adamlarinin imâr faaliyetlerini, ordudaki düzenlemeleri ve meclis toplantilarini istemeyen yabancilar ile yazilan eserlerin yanlis açiklanip, anlasilmasi bozdu. patrona halil adinda devsirme bir tellak yeniçeri ihtilâl hazirligini tamamladiktan sonra, sultan Üçüncü ahmed hân'in sefer hazirliklari içindeyken ve tatil günü devlet adamlarinin yazliklarda bulunduklari esnada isyan basladi. 28 eylül 1730 tarihinde meydana gelen patrona halil isyaniyla damat ibrahim pasa ve yakinlari, asîlerin arzusuyla vazifeden alinip, öldürüldü. asilerin arzusu bitmeyerek, nihayet seksensekizinci islâm halifesi ve yirmiüçüncü osmanli sultani Üçüncü ahmed hân'in da hallini istediler. istanbul'da yapilan yalilar yagma edilip, yikilarak lâle bahçeleri tahrip edildi. birçok güzide san'at eserleri de asilerin yagmacilarin tahribine ugradigi gibi, san'atkârlar, sâirler, edipler ilim ve devlet adamlari da öldürülüp, her hususta vahsice hareket edildi. damat pasa'nin öldürülmesi ve sultan Üçüncü ahmed hân'in tahtan indirilmesi ile türkiye tarihinin sonradan lâle devri denilen 1718-1730 dönemi de sona erdi. bu devir; sulh, sükûn, huzur, imar faaliyetleri, güzide san'at eserleri yapilmasi, ilmi eserlerin çogaltilarak dagitilmasi, ihtiyaç duyulan maddelerin ülkede imalati için fabrika tesisi, askeri yenilikler, dünyada olup biten yenilik ve olaylarin takip edilmesi, ' istanbul'da itfaiye teskilatinin kurulmasi; âlim, edip sair ve san'atkârlarin korunmasina ayri bir itina gösterilmesi bakimindan türkiye tarihinde baskalik arz ettiginden önemlidir.

    ansiklopediden alıntıdır.
    (echonia 23.01.2007 10:51)
  5. lale devri osmanlı dönemine dönse bir çok insanın yaşamak isteyeceği dönemdir.
    (gungadin 23.01.2007 15:31)
  6. rivayete gore guzel bir lale ile yalinin takas edidigi, uzun metrajli filminin gorkemli olacagini dusundugum donem. kendinden sonraki devirlerde yapilan yeniliklere temel teskil etmesi bakimindan iyi etud edilmesi gerekiyor.
    (neyzen 05.07.2007 16:19)
  7. osmanlı'nın kültürel anlamda beni de alın aranıza dediği dönem. barok tarzı yapılar filan yapıldı bu dönem. biri beyazıt'ta bu camiilerin hatta. * resim , minyatür ,edebiyat ve kıyıdan köşeden bilim alanında gelişmeler yaşanmıştır. bu da güzel bir anektod olsa gerek ilk kez çiçek hastalığı için aşı bulunmuştur. osmanlı devleti paris , viyana , moskova , lehistan gibi ülkelerde geçiçi olarak elçilikler filan açıp kaynaşma mevzuunu had safhaya taşımıştır. said efendi ve ibrahim müteferrika tarafından 1727'de ilk türk matbaası kurulmuştur ayrıca. matbaada basılan ilk eser de vankulu lügati adlı sözlük. vampircik sözlük olacak hali yok ya. * bir de tabii osmanlı'da binlerce insan hattatlıkla geçindiğinden dolayı devlet ilk zamanlar bu matbaalarda dini kitap basımını yasaklamıştır. bizdeki bu güllü yasinler çok sonraya tekabül ediyor yani . * * bu süre içerisinde osmanlı sadece doğuda iran'la savaşmıştır. onun dışında batı tarafları huzur ve lale içinde takılmışlardır. laleler sarı mıydı onu bilmiyoruz. aklıma takılmıyor değil kadir topbaş'ın da bir ara bize yaptığı bir ilüzyon vardı lale devrini yaşamıştık tekrar kendisi okuyup çok mu etkilendi acaba bu dönemden ? ama şöyle birşey vardır ki zevke sefaya dalınmaya başladı mı tehlike çanları yavaştan çalıyor demektir biraz da ...
    (mistaneek 24.08.2007 19:37 ~ 24.08.2007 19:39)
  8. Bazı tarih öğretmenlerine göre en rahat devir. *
    (darkness angel 20.11.2008 14:43 ~ 20.11.2008 14:53)
  9. cumartesi akşamları fox tv'de yayınlanan dizi.
    (diyojenist 08.09.2012 21:40)
  10. set arkası da dahil kavga gürültü devam eden dizi.

    tolga sayışman- hatice aslan
    kenan bal- gül onat
    oyuncular gruplar halinde*.
    (diyojenist 08.05.2013 13:04)
  11. 'Reyhan' karakterini canlandıran oyuncu Ayten Soykök'ün yeni sezonda rol almayacağı dizi.
    (diyojenist 02.08.2013 22:39)
  12. "Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
    Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş." Sezen Aksu şarkısı, Sibel Can söylerdi. Onun da modası geçti...

    Sözleri:

    Çok geç kalmışız canım, vakit bu vakit değil.
    Eski radyolar gibi, çatıya saklanmış aşk.
    Öyle sanmışız canım, artık ölümsüz değil.
    Leyla ile Mecnun gibi, çoktan masal olmuş aşk.

    Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
    Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş.
    Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
    Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş.
    Ben derim utanma iftihar et, sevmeyenler utansın.
    Aşksızlığa Mahkûm edildiyse, bu dünya yansın.
    Ben derim utanma iftihar et, sevmeyenler utansın.
    Aşksızlığa Mahkûm edildiyse, bu dünya yansın.

    Çok geç kalmışız canım, vakit bu vakit değil.
    Eski radyolar gibi, çatıya saklanmış aşk.
    Öyle sanmışız canım, artık ölümsüz değil.
    Leyla ile Mecnun gibi, çoktan masal olmuş aşk.

    Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
    Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş.
    Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş.
    Aşk şarabından kim bilir en son, hangi şanslı içmiş.
    Ben derim utanma iftihar et, sevmeyenler utansın.
    Aşksızlığa Mahkûm edildiyse, bu dünya yansın.
    Ben derim utanma iftihar et, sevmeyenler utansın.
    Aşksızlığa Mahkûm edildiyse, bu dünya yansın.
    (avare 04.08.2013 23:33)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.